YÖNETİMDE İNSAN İLİŞKİLERİ VE İLETİŞİM KONU
ÖZETİ
(Soru-Cevap Şeklinde)
1-YÖNETİM NEDİR?
Yönetim, belirli bir takım amaçlara ulaşmak için başta
insanlar olmak üzere parasal
kaynakları, donanımı, demirbaşları,
hammaddeleri, yardımcı malzemeleri ve zamanı birbiriyle
uyumlu,
verimli ve etkin kullanabilecek karar alma ve uygulatma süreçlerinin toplamıdır
2-YÖNETİMİN
SAĞLIKLI GERÇEKLEŞMESİ İÇİN ÖNEMLİ OLAN NEDİR?
Yönetimin sağlıklı gerçekleşmesinde
iletişimin ve kişilerarası ilişkilerin büyük bir önemi
bulunmaktadır.
3-İLETİŞİMİN
ANLAMI NEDİR?
İletişim; iletişim, bilgi, duygu ve
düşüncelerin, akla uygun şekilde başkalarına aktarılması,
bildirim ve haberleşme olarak
tanımlanmaktadır. İletişim bireyler arasında paylaşımın
gerçekleştiği bir süreçtir. İletişim, iki
insanın birbirini fark etmesiyle başlayan bir durum
olarak da
özetlenebilir.
4-Kişilerin günlük hayatta yapmış oldukları her türlü paylaşım bireyler
arası iletişim ya da insan ilişkileri olarak ifade edilmektedir. Toplumsal
diyaloğun sağlıklı kurulabilmesi için insan ilişkilerinde hangi hususlara
dikkat edilmelidir?
- İletişim
- Yüz yüze ilişki kurma
- Tanışma- tanıtma- tanıştırma
- Selamlaşma
- Sevgi-saygı gösterme
- Kılık – Kıyafet (ilk izlenim)
- Sabır ve hoşgörülü olmak
- Güven
- Karşılıklı ziyaret
– Paylaşım
- Dinleme
-Empati yapma (Kendimizi karşıdakinin
yerine koyma)
5-İLETİŞİMİN TEMEL ÖGELERİ NELERDİR? Açıklayınız.
1-Kaynak-Gönderen (verici, gönderici,
iletici)
2-Mesaj-Gönderilen Mesaj (İleti)
3-Kanal-Gönderme Yolu (Araç)
4-Alıcı-Alan (Hedef)
5-Dönüt-Etki (Mesajı alanın
verdiği tepki veya yeni mesajı)
I. İletişim Kaynağı (Verici, gönderici,
iletici iletişim sürecini başlatan unsur): İletişim sürecini başlatan, mesajını alıcıya gönderen
kişi veya gruptur. (Öğretmen)
II. Gönderilen Mesaj (İleti): İletişimi başlatan kaynağın, alıcıyla
paylaşmak istediği bilgi,
alıcıya aktarmak istediği duygu ve
düşünce, tutum ve davranıştır. (Ders)
III. Kanal (Araç): Kaynak ile alıcı arasında yer alan ve
simge veya sembollere dönüşmüş
mesajın iletilmesi için seçilen yoldur.
(Yazıyla, Örnekle, konuşarak, drama ile…)
IV. Alıcı (hedef): Kaynak tarafından oluşturulan mesajın
iletilmek istendiği hedef kitle, kişi ya da gruptur. (öğrenci, öğrenciler)
V. Dönüt (etki, geribildirim): Kaynağın gönderdiği mesaja karşın,
alıcının verdiği cevap ya da tepkidir. (Anlama, uygulama, ya da soru sorma,…)
6-İLETİŞİMDE KİŞİSEL ALANLAR NELERDİR?
Açık Alan; Bireyin düşünce ve ruh hali hem kendisince
hem de başkalarınca bilinir. Bu alan
herkese açıktır.
Kör Alan; Başkaları bireyi niteleyebilmekte ancak
birey kendi özelliklerini bilmemektedir.
Dışardan görülen özelliklerdir.
Gizli Alan; Birey kendini tanımlayabilmekte ancak
başkaları onun düşüncelerini
bilmemektedir. Kendi mahrem özellik ve
sırlarımızdır.
Karanlık (bilinmeyen) Alan; Ne başkaları ne de birey kendisini
niteleyememektedir. Fark
etmediğimiz bilmediğimiz gizli özellik ve
kabiliyetlerimizdir.
7-İLETİŞİMİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
ü İletişim insan davranışlarının bir
ürünüdür.
ü İletişimde başlangıç önemlidir.
ü İlk karşılaşma, iletişim sürecin önemli
bir belirleyicisidir. İlk intiba iletişimin seyrini
belirler.
ü İletişim dinamik, değişken bir olgudur.
ü İletişim yalnızca bilgi alış verişi değil,
aynı zaman da bir etkiletiş içerir.
ü İletişimin temel hedefi anlatmak ve
anlamaktır.
ü İletişim toplumsal yapıya bağlı olarak
sosyal gruplarca oluşturulan belirli kalıplara bağlıdır.
ü İletişim başka birisiyle ya da grupla
birlikte gerçekleştirilen bir durumdur.
ü İletişim sürecindeki tüm veriler birlikte
değerlendirilmelidir. Çünkü veri ve
unsurlardan birisi değişir ya da sistemden
çıkar ise anlam ve ifade değişebilir.
ü İletişim bir bütün olarak gerçekleşir
8-İLETİŞİMİN GÖREVLERİ NELERDİR?
ü Bilgi sağlamak
ü İkna etmek ve etkilemek
ü Boş zamanları değerlendirmek
ü Motive etmek-güdülemek
ü Bireyler arasında ilişki kurmak
ü Kişiyi toplum içinde diğer insanlarla
kaynaştırarak sosyalleştirmek
ü Kültürel gelişimi sağlamak
ü Eğitmek
ü Bütünleştirmek
ü Eğlenmek-Eğlendirmek
9-İLETİŞİMİN TEMEL İLKELERİ HANGİLERİDİR?
ü Karşıdakine saygı ve sevgi göstermek
ü Dostça davranmak
ü Güven vermek
ü Karşıdakine karşı ilgili olmak
ü Hoşgörülü olmak
ü Empati yapmak (kendimizi karşıdakinin
yerine koymak)
ü İletişimde Açık olmak
ü İletişim sürecinde adil davranmak
10-İLETİŞİM TÜRLERİ NELERDİR?
Muhataplarımıza göre iletişim: Kişinin kendisi ya karşısındakinin sayısı
ve durumuna göre
iletişim türleri değişebilir.
Öz iletişim: Kişinin iç dünyası ile olan iletişim
türüdür.
Sosyal iletişim: Birey, grup ve kurum gibi birimlerin
birbirleri olan iletişim türüdür. Bunlar;
Bireylerarası, birey-grup, birey-kurum,
gruplar arası, grup-kurum ve kurumlar arası iletişim
olarak sıralanabilir.
Amaçlar yönünden iletişim: İletişimin kuruluma gayesine göre
içerdiği mesaj da değişebilir.
O açıdan amaçlarına göre farklı iletişim
süreçleri uygulanabilir.
Bilgi sağlayıcı iletişim.
Değerlendirici iletişim.
Eğitici-öğretici iletişim.
İnandırıcı-etkileyici iletişim.
Kullandıkları kodlara göre iletişim: İletişim sırasında mesajlar farklı
kodlarla gönderilebilir.
Bu da farklı iletişim türlerini ortaya
çıkarmaktadır.
Sözlü iletişim. (Konuşarak mesaj göndermek)
Sözsüz iletişim. (Kılık kıyafet, takı, rozet veya
simgeler ile mesaj göndermek)
Yazılı iletişim. (Yazı ile bir mesaj göndermek, kısa
mesaj, mektup,)
Zaman ve mekâna göre iletişim: İletişimin kurulduğu ortam ya da
muhataba mesajın ulaşma zamanına göre iletişim türleri farklılık gösterebilir.
Yüz yüze iletişim. (Kişinin karşımızda olduğu iletişim.
Sohbet, görüşme)
Uzaktan iletişim. (Kişinin yanımızda olmadığı, mesajın
farklı araçlarla belirli bir sürede
iletildiği iletişimdir.)
Kullanılan kanallara göre (kurumlarda
iletişim) iletişim:
İletişimin kurumun can damarı olduğunu
söyleyebiliriz. Bilgiler, işlerini yapma durumunda
olan kişilere ve gruplara ulaşmadığı zaman
ciddi kurumsal etkinlik ve verimlilik sorunları
ortaya çıkar.
İşletmelerde iletişim, biçimsel ya da
biçimsel olmayan sistemler ya da iletişim kanalları ile
gerçekleşir. Biçimsel iletişim akışı;
dikey, yatay, çapraz yönlerde olabilir.
Dikey iletişim (hiyerarşik yapı içerisinde yukarıdan
aşağı ve aşağıdan yukarı şekilde
gerçekleşen iletişimdir), Dikey iletişim,
bir örgüt yapısında mesajların yukarıdan aşağıya ve
aşağıdan yukarıya doğru örgüt
basamaklarını izleyerek akmasıdır. Bu tip iletişim, genellikle
klasik komuta örgüt yapısında görülür. Bu
yapıda emir ve yönergeler işletmenin genel
müdüründen başlayıp aşağı akmakta;
raporlar, istekler ve bilgi vermelerle ilgili mesajlar ise,
aşağıdan yukarı astlardan üstlere doğru
akmaktadır. Bu tür
iletişimin yazılı mesaj kullanması
gerekir. Süreçte mesaj değişikliğe
uğrayabilir.
Yatay İletişim ( eş düzeyde görev ilişkisi olan bireyler
arasında gerçekleştirilen iletişimdir),
Yatay iletişim, aynı örgüt kademesindeki
kişi ve bölümler arasında mesaj alışverişidir. En
önemli işlevi, çeşitli örgütsel birimler
ya da bölümler arasında ve içinde faaliyetlerin
koordinasyonunu sağlamaktadır. Örgüt içinde aşırı uzmanlaşmaya gitme ve
bölümler
arasındaki rekabet bu tür iletişimin
etkinliğinin azalmasına neden olur.
Çapraz-Köşesel İletişim (Ast-üst ilişkisi olmayan yönetici ile
çalışanlar arasındaki iletişimdir).
Çapraz ya da köşesel iletişim bir genel
müdür ya da müdürün örgütün hiyerarşik
basamaklarını izlemeden değişik çapraz
kademeler-deki kişiler ya da birimlere doğrudan
doğruya haberleşmede bulun-masıdır. Bu, değişik kademelerden geçmeden kısa
yoldan
zamandan ta-sarruf sağlamak istemenin ve
fonksiyonel yetki ilişkilerinin bir sonucudur.
Yönüne (Kurumlarda iletişim) göre
iletişim:
İçsel iletişim. (Kurum içine dönük iletişim)
Dışsal iletişim. (kurumun çevresine dönük iletişim)
Doğal (İnformal) İletişim: Belirli bir amaç taşımadan bireyler
arasında kendiliğinden gelişen
iletişimdir.
Kullanılan araçlara göre iletişim: Kullanılan araçların hitap ettiği duyu
organlarımıza göre
tasnif edilen iletişim şeklidir.
Görsel iletişim. (Görme organlarına hitap
eden iletişim araçları kullanılır.)
İşitsel iletişim. (Duyma organlarına hitap
eden iletişim araçları kullanılır.)
Görsel-işitsel iletişim. (Görme –Duyma
organlarına hitap eden iletişim araçları kullanılır.)
Dokunsal iletişim. (Dokunma organlarına
hitap eden iletişim araçları kullanılır.)
Telekomünikasyon ve Kitlesel İletişim.
(Kitle iletişim araçları vasıtası ile aktarılan iletişim
unsurlarının kullanılması ile
gerçekleştirilir.)
11-İLETİŞİMİN MODELLERİ NELERDİR?
Tek Yönlü İletişim (Eylem) Modeli: Kaynağın (gönderici) mesajı gönderdiği
ve alıcının (hedef) da mesajı aldığı ancak mesajın alındığına dair dönütün
verilmediği, tek taraflı bir iletişim modelidir. Yalnızca kaynaktan alıcıya
doğru sürdürülen iletişim, buna bilgilendirme
(enformasyon) da denir
Çift Yönlü İletişim (Karşılıklı) Modeli: Kaynak tarafından gönderilen mesajın,
alıcı tarafından alındığı ile ilgili geribildirim verildiği iletişim modelidir.
Etkileşimli İletişim Modeli: Gönderen ile alıcı arasındaki mesaj
gönderme ve alma olayının
aynı anda ve eş zamanlı olarak
gerçekleştiğini savunan iletişim modelidir.
Uzlaşmacı İletişim Modeli: Kaynak ile hedefin, mesajın anlamı
üzerinde kurdukları diyalogla
ilgili bir modeldir. Anlaşma müzakere
etme.
12-İletişimin gerçekleşmesi sırasında iletişimi kısmen
ya da tamamen engelleyene unsurlar
bulunmaktadır. Başlıca iletişim engelleri
hangileridir?
Kişisel faktörler: (Alıcı veya vericiden
kaynaklanan engeller.)
Fiziksel faktörler: (Çevresel ya da
iletişim ortamından kaynaklanan engeller.)
Semantik faktörler: (Mesajın
sembolleştirilmesi ile ilgili engellerdir.)
Zaman faktörleri: (İletişimin
gerçekleştiği zaman ile ilgili oluşan engeller.)
Algılamada seçicilik: (Muhatabın ya da
muhatapların kabul edeceği mesajda seçici olmasıdır.)
Aşırı bilgi yükleme: Gereksiz ya da
haddinden fazla bilgi yükleme iletişimi olumsuz etkiler.
Kültürel farklılıklar: (Verici ve alıcı
arasındaki kültürel farklar iletişimi olumsuz etkiler.)
İletinin açıklığa kavuşturulmaması:
(İletinin yeterince açık olmaması iletişimi olumsuz etkiler.
Güven ve açıklık eksikliği: (Muhataplar
arasında güven ve şeffaflık yok ise iletişim olumsuz
etkilenir.
Süzgeçleme: İletişimi aktaran unsurun ya
da unsurların mesajın bir kısmını süzgeçlemesi
iletişimi olumsuz etkiler.
Bilginin eksik iletimi: Mesajın eksik
bilgi içermesi iletişimi olumsuz etkiler
13-İletişimde engellerin önüne geçmek için dikkat edilmesi gereken
hususlar nelerdir?
ü Akıl ve öğüt vermeme
ü Kıyaslama yapmama
ü Emir vermeme-yönlendirmeme
ü Tehdit etmeme
ü Geçmişi getirmeme
ü Övgü ve onay vermeme
ü Ad takmama - dalga geçmeme
ü Sorguya çekmeme, tenkit etmeme
ü Yıkıcı eleştiriler ve dedikodular yapmama
ü Hep kendini haklı görmeme
ü Genelleme yapmama
ü Dalkavukluk yapmama
ü Seçim hakkı tanımama
ü Gereksiz el kol hareketler ve ses tonunu
yükseltmeme vs
14-Etkin bir iletişimin gerçekleşebilmesi için mesajı
gönderen kaynağın ve mesajı alan alıcının uyması gereken ilkeler nelerdir?
a. Dikkat:
b. Anlama:
c. Kabul:
d. Tepki:
15-Kişilerin iletişim kurmada ve bu iletişimi
sürdürmede gösterdikleri performans, iletişimde tarz olarak ifade etmektedir.
Bunlardan başlıcaları hangileridir?
a. Soylu Tarz: Düşündüklerini söyleyen soylular, az
sözcük kullanırlar, dobra kişilerdir.
b. Sokrat Tarz: Karar vermeden önce dikkatlice konuları
tartışırlar. Alıntılar vererek
konuşurlar, konunun detayları hakkında
bilgi sahibi kişilerdir.
c. Yansıtıcı Tarz: İyi dinleyici, karşısındakini
gücendirmekten korkarlar, duymak istediğiniz
şeyleri söylerler, “yufka yürekli,
merhametli” denilen türden kişilerdir.
d. Yargıç Tarz: Soylu ve sokratik karışımı.
Düşündüklerini söylerler, detayları bilirler.
Tartışmayı denetimi altına alır ya da
baskın hale gelirler.
e. Aday Tarz: Sokratik ve yansıtıcı karışımı. Analitik
ve konuşkan olmanın yanı sıra sıcak ve
destekleyicidir.
f. Senatör Tarz: Hem soylu hem yansıtıcı tarz
geliştirmişlerdir. İki tarzı birbirine
karıştırmazlar
16-Kişilerarası iletişimde Bireylerin, sergilediği
değişik davranış tarzları söz konusudur. Bunların Başlıcaları hangileridir?
a. Pasif Davranış: Birey, ilişkide başkalarının kazanmasını
kendi kaybına yeğler. Kaybet-kazan anlayışına dayanan bir ilişki söz konusudur.
b. Saldırgan Davranış: Bireyde “Ne olursa olsun kazanan ben
olmalıyım, benim istediğim
olmalı” anlayışı vardır. Kazan-kaybet
anlayışına dayanan bir ilişki söz konusudur.
c. Güvenli Davranış: İletişimde birey hem kendisinin hem de
karşıdakilerin istek ve
düşüncelerine saygılıdır. Kazan- kazan
anlayışına dayanan bir ilişki söz konusudur.
17-Örgütlerde başlıca 4 tür formal iletişim yolundan söz
edilebilir. Bunlar hangileridir?
a. Yukarıdan Aşağıya (Dikey) İletişim: Hiyerarşik yapı içerisinde örgütün üst
yöneticisinden başlayıp aşağı doğru süren iletişim çeşididir.
b. Aşağıdan Yukarıya (Dikey) İletişim: Bu iletişim çeşidi astların, yaptıkları
işle ilgili üstleri
bilgilendirmeleri ve yönetim hakkındaki
görüşlerini ifade etmeleri şeklinde kendini
göstermektedir.
c. Yatay İletişim: Eş düzeyde görev ilişkisi olan bireyler
arasında gerçekleştirilen iletişimdir.
d. Çapraz İletişim: Ast-üst ilişkisi olmayan yönetici ile
çalışanlar arasındaki iletişimdir.
18-Gerçekleşeme türüne göre iletişim kaç sınıfa
ayrılır?
Sözlü iletişim ve Sözsüz iletişim olmak
üzere iki sınıfa ayrılır.
1. Sözlü İletişim
En etkili iletişim türüdür. Duygu ve
düşüncelerin dil (sözle) ile aktarılır. Sözlü iletişim, sorun
çözmeye yönelik bir süreç olup
kişilerarası iletişimde önemli bir iletişim biçimidir.
Sözlü iletişim sürecinde uyulması gereken
huşular şunlardır:
Amacın iyi belirlenmelidir.
Sistematik ve mantıklı konuşulmalıdır.
Not tutulmalı ve gerekirse özet
hazırlanmalıdır.
Ses tonu ve hızı iyi ayarlanmalıdır.
Muhatab (iletişim kurulan kişi
dinlenmelidir.)
Jest ve mimikler kullanılmalıdır.
a. Sen Dili / Ben Dili: (Bencillik ve suçlama içeren ifadeler
barındırır.) Bireyin olumsuz
davranışları karşısında, suçlama, itham
etme, yargılama, eleştirme ve mesajı alan kişide
düşük benlik saygısı oluşturma içeren dile
“sen dili” denir. İletişim kurulan kişinin olumsuz
davranışı karşısında tecrübe edilen
duyguları dile getirirken suçlayıcı ve değerlendirici
olmayan, bireyin kişiliğine değil
davranışına dönük olan, iletişim sürecini zedelemeyen
mesajları içeren dile “Ben dili” denir.
b. Dinleme Becerisi: iletişimin en önemli unsurlarından birisi
de dinlemedir. Dinlemenin
değişik türleri vardır. Bazıları;
I. Etkin Dinleme: Dinleyici; kendisini konuşanı yerine
koyar, konuşanı yüreklendirici bir tutum içindedir, konuşanla göz teması kurar,
dinlediğini bakışı ve el yüz hareketleri ile belli eder, konuşana
cesaretlendirici sorular sorar, dinlerken notlar alır, konuşmacıya “anlaşıldım
duygusunu yaşatır.
II. Görünüşte Dinleme: Bakınca dinliyormuş gibi görünüp, zihnen
dinleyenin başka şeylerle
meşgul olmasıdır.
III. Seçerek Dinleme: Dinleyici, konuşmanın ilgisini çeken
kısmını duyar, diğer kısımlarla
ilgilenmez.
IV. Saplantılı Dinleme: Kendisine söylenenlerin çok önemi yoktur.
Kişi kendi duygularının
dışında söylenenleri duymaz.
V. Savunmacı Dinleme: Dinleyicinin, yapılan her konuşmayı
kendisine saldırı olarak algıladığı ve savunma yaptığı durumdur. Bu tür
dinlemede amaç konuşmadan faydalanmak değil, kendisine yönelik saldırı olup
olmadığını tespit etmektir.
VI. Tuzak Kurucu Dinleme: Dinleyicinin, konuşmacının açığını arama
amaçlı olarak dinlediği, konuşmacıyı sorularıyla zorda bırakmaya çalıştığı
dinlemedir. Dinleyici konuşmacının açıklarını ortaya çıkarmak için fırsat arar.
VII. Yüzeysel Dinleme: Dinleyici, genel konu ve içerik hakkında
bilgilenmeyi yeterli görüp
konuşmanın ayrıntıları ile ilgilenmez.
Dinleyici, konuşmanın ana mesajını alamaz, kaçırabilir.
VIII. Nezaketen Dinleme: Dinleyici konuşmacının anlattıklarına
karşı ilgi ve ihtiyaç duymadığı halde konuşmacıya ayıp olmasın diye dinler.
Konuşmacıda dinleniyormuş izlenimi uyandırır.
2. Sözsüz İletişim:
Daha çok beden dili ile gerçekleştirilen,
sözlü iletişimi desteklemek ve pekiştirmek amacıyla
kullanılan ve iletişime sözsüz iletişim
denir. Söz ile ifade edilemeyen (jest-mimik, ses tonu,
duruş, renk, kıyafet, fiziki mekân vs.)
öğelerin tamamını kapsar.
Sözsüz iletişimin başlıca özellikleri
şunlardır;
Toplumsallaşma neticesinde kazanılır.
Duyguları etkili biçimde aktarır.
İletişim yokluğunu olanaksız kılar. (Yani
seviyesi değişe de iletişimi gerçekleştirir.)
Sözsüz iletişimde her davranış farklı bir
mesaj yansıtır.
İnsanlar arasındaki ilişkileri belirler ve
tanımlar.
Sözlü iletişim ürünlerinin içeriği
hakkında bilgi verir.
Sözlü olarak aktarılan mesajlara göre
beden diliyle verilen mesajlar daha etkili ve güvenilirdir.
Kültüre hastır.
Sözsüz iletişim belirsizdir.
Farklı anlamlı iletişime imkân verir.
Sözlü iletişimin bir kısmı eğitim ile
değiştirilebilir.
Dikkat:
Sözsüz iletişim; beden dili, nesnel
iletişim ve yazılı iletişim olarak 3 grupta toplanabilir.
a. Beden Dili:
Beden dili duygu ve düşüncelerimizin
yansımasıdır. Beden dili jest (beden hareketleri) ve
mimiklerle (yüz ifadeleri) gerçekleşir.
El, kol, baş, gövde, bacak ve ayak hareketleri, bedenin
genel duruşu, göz teması, oturmak için
kullanılan yer, giyim, bakım ve makyaj, oturma biçimi,
kullanılan aksesuarlar, kişiler arası
mesafe beden dilinin öğeleridir.
Çevrede olumlu izlenim yaratacak beden
dilinin başlıca özellikleri şöyledir:
Göz Teması, Yüz İfadesi, Baş Hareketleri,
Jestler, Beden Duruşu (Postür), Yakınlık, Yöneliş,
Bedensel Temas, Dış Görünüş.
b. Nesnel İletişim:
Sözlü iletişim dışında diğer nesnelerin
kullanıldığı iletişim türüdür. Kişiler arası mesafe, oturuş
yürüyüş biçimi, kıyafet ve aksesuarlar ile
renkler nesnel iletişim unsurlarıdır.
I. Kişiler arası mesafe: İletişim yolu olan kişiler arası mesafe
dört grupta ele alınabilir:
Özel Mesafe (Mahrem alan / 30 - 35 cm): Bireye en yakın alandır.
Anne, baba, kardeş, eş, çocuklar gibi
duygusal açıdan yakın olunan kişilerin yaklaşıp
kullanabildiği mesafedir.
Samimi Mesafe (Kişisel alan / 35 – 120cm):
Birbirlerini
tanıyan ve rahat konuşabilen
bireylerin yaklaşıp kullandığı mesafedir.
Samimiyeti ve yakınlığı ifade eder. Özel işlerin
tartışılmasına ve dostlara ayrılan
alandır.
Sosyal Mesafe (120 – 350 cm): Günlük hayatla ilgili her şeyin rahatça
konuşulduğu ve resmi
işlerin yürütüldüğü alandır. Ast-üst,
satıcı-müşteri, çalışma arkadaşları ve geneldeki
sosyalleşme etkinlikleri için ayrılan
alandır.
Topluma Açık Mesafe (Genel alan / 350 cm
+…): Tanımadığımız
kişiler için geçerli olan bu
mesafe, tanıdık kişiler söz konusu
olduğunda uzak durma isteğini yansıtır. Mesafe yaklaşık 10
m geçmesi halinde karşılıklı iletişim ve
ilişki güçleşir.
II. Oturuş ve Yürüyüş Biçimi: İletişim içinde bulunan bireylerin oturuş
biçimi ile
muhataplarına mesaj vermesi yoludur.
III. Kıyafet ve Aksesuarlar: İletişim içinde bulunan bireylerin kıyafet
ve aksesuarlar ile
muhataplarına mesaj vermesi yoludur.
IV. Renkler: İletişim içinde bulunan bireylerin
kıyafetlerinde tercih ettiği renkler ile
muhataplarına mesaj vermesi yoludur.
c. Yazılı İletişim: Yazılı olarak iletinin aktarılmasıdır. Telgraf, faks,
kısa mesaj, mektup, kart,
davetiye, e-posta, kitap, dergi, gazete
gibi kişilerarası olabileceği gibi; resmi kurumlarda
olduğu gibi kurum içi yazılı iletişim
biçiminde de olabilir.
19-İNSAN İLİŞKİLERİ BİLGİSİNİN BAŞLICA AMACI NEDİR?
Çatışmaları olabildiğince ortadan
kaldırarak çalışma hayatında uyumlu ilişkileri kurmak İnsan
ilişkileri bilgisinin başlıca amacıdır.
20-YÖNETİMDE İNSAN İLİŞKİLERİ NE DEMEKTİR?
Yönetimde İnsan İlişkileri; kurumun/kuruluşun/örgütün amaçlarını gerçekleştirmeye
ve
çalışanların gereksinmelerini karşılamaya
yönelik kurumun çalışanları arası etkileşimler
dizisidir.
21-ETKİLEŞİM NEDİR?
Etkileşim, ilişki ya da etkileşim dizisidir.
Birbiriyle ilişki kurmak isteyen insanların karşılıklı
olarak etki alış verişidir, etkilenme
sürecidir.
22-YÖNETİMDE İNSAN İLİŞKİLERİNİN AMACI NEDİR?
Yönetimde insan ilişkilerin amacı, kurumun ya da örgütün etkili olmasına
katkıda
bulunmaktır.
23-ETKİNLİK VE ÖRGÜTSEL ETKİNLİK NE DEMEKTİR?
Etkililik, Bir amaca ya da istenen düzeye ulaşmak
amacıyla gereken bütün yöntem ve araçları sağlamaktır. Örgütsel etkililik ise, örgütün var gücünü ve bilimsel
yöntemleri kullanarak örgütsel amaçların hedeflenen ve planlanan düzeyde
gerçekleştirilmesidir.
24-YÖNETSEL ETKİNLİK NEDİR?
Yönetsel etkililik, kurumun veya örgütün, üretmeyi amaçladığı
ürünlerin planlanan nicelikte
ve nitelikte üretilmesini sağlayacak
biçimde yönetilmesidir.
25-Yönetim erkinin faaliyet gösterdiği örgütün yapısı iki
bölümden oluşmaktadır. Bunlar nelerdir?
1. Örgütün teknik bölümü: Araç, gereç,
makine, bina, tesis, üretilmiş ürün gibi maddesel
öğeleri ile çalışanların ilişkilerini
ifade eder.
2. İnsan ilişkileri bölümü: Bu bölüme daha
çok çalışanların toplumsal çevresiyle olan ilişkileri
ve bu ilişkilerin geliştirilmesi,
yönetimde insan ilişkilerinin konusu ifade edilmektedir. Bu
kısım çalışanlarla onların işlevsel ve
toplumsal çevresi arasındaki ilişkilerden oluşur.
26-Yönetimde insan ilişkilerinin bütün örgütlerde
olması gereken temel ilkeleri vardır.
Bunlar nelerdir?
ü Yönetimde insan ilişkileri insan insana
ilişkidir.
ü Yönetimde insan ilişkileri yetişkin
yetişkine bir ilişkidir.
ü Yönetimde insan ilişkileri ilişki kurulan
kişiyle anlamdaş olmayı gerektirir.
ü Yönetimde insan ilişkileri hoşgörüyü
gerektirir.
ü Yönetimde insan ilişkileri ilgi
gerektirir.
ü Yönetimde insan ilişkileri dostluk ister.
ü Yönetimde insan ilişkileri ben değil “biz”
olmayı gerektirir.
ü Yönetimde insan ilişkileri güven ister.
ü Yönetimde insan ilişkileri yönetimde
saydamlık ister.
ü Yönetimde insan ilişkileri adalet ister.
ü Yönetimde insan ilişkileri, insanın
kendisini bilmesini gerektirir
27-Yönetim sürecinde insan ilişkileri ve yaptığı işleve göre farklı
türlerde gelişebilir. Yönetimde İnsan İlişkilerinin Türleri nelerdir?
1. Alışveriş ilişkileri; örgütün girdilerini alırken ve
çıktılarını verirken ilgililerle çalışanlar
arasında gelişir. Bu tür ilişkiler aynı
zamanda halkla ilişkiler olarak da adlandırılabilir.
2. İş akımı ilişkileri; bir işin birden çok iş kişi (iş gören)
tarafından yapılması sırasında
çalışanlarla arasında oluşur.
3. Hizmet ilişkileri; çalışanlara örgütçe sunulan hizmetlere
ilişkindir; ödeme, özendirme,
ısıtma, aydınlatma, sağlık, temizlik,
yemek gibi hizmetler sunulurken hizmeti sunanlarla
alanlar arsında oluşur.
4. Danışmalık ilişkileri; örgütte yer alan yönetici, danışman,
uzman ve ustaların çalışanlara
kılavuzluk etmesi sırasında ortaya çıkar.
5. Denetleme ilişkileri; yönetici ve denetmenlerin astlarını
denetlemesi sırasında oluşur.
6. Yetiştirme ilişkileri; örgütün hizmet içi eğitim
etkinliklerinde eğitmenlerle eğitilenlerin
arasında gelişir.
7. Yenileştirme ilişkileri; örgütün yapı, işlev ve süreçlerinin
yeniden yapılandırılmasında ya da geliştirilmesinde oluşur.
28-Yönetimde
Çalışan Tutumuna (Tavır-Yaklaşma Biçimi) Etki Eden Faktörler nelerdir?
1. İhtiyaçlar
İhtiyaçlar konusunda en yaygın referans
noktası Maslov’un çalışmasıdır. Maslov
ihtiyaçları önem derecesine göre öncelik
açısından şöyle sıralamıştır:
1. Fizyolojik ihtiyaçlar,
2. Korunma
3. Sevgi
4. Kendine değer verme
5. Kendini gerçekleştirme
2. İşle İlgili Beklentiler
İşe başlama: işe henüz başlayan çalışanların karşılanış
biçimi, iş konusunda aydınlatılması
çalışma arkadaşlarıyla tanıştırılması işe
karşı ilk izlenimlerin yönünü olumlu veya olumsuz
olarak belirler.
İşin Çalışana Uyması-İş Doyumu: İşin kişinin yetenek ve beklentilerine
uygun olması iş
görenin tutumunu etkiler
İş doyumsuzluğu: İş doyumsuzluğu daha gizli biçimlerde
verimsizlik, işi yavaşlatma, disiplin
sorunları ve diğer örgütsel sorunların
ardında yer alır. Çalışanda tatminsizlik, huzursuzluk ve
isteksizlik yaratır.
Ücret: Ücretin tatminkâr ya da eksik olması çalışanın
tutumunu etkiler.
Moral: Bir insana veya insan grubuna hâkim olan iklim veya
atmosferdir. Kişinin ruhsal
doygunluğu olarak da ifade edilebilir.
Çalışma Ortamı: Çalışanın içinde bulunduğu ortam tutumunda
olumlu ya da olumsuz olarak
etki sağlar.
29-Çalışan
İlişkilerini Etkileyen Yönetim Davranışları hangileridir?
Bilgi verme: Çalışanın ihtiyaç duyduğu bilgilerin
verilmesi; işin düzgün yürütülmesi,
karışıklıkların ve yanlış anlaşılmaların
olmaması ve ilişkilerin sağlıklı yürümesi için gereklidir.
Yöneticiye Güven Duyma: Çalışanın yöneticiye güven duyması
gereklidir.
Emrin verilişi: Çalışana verilecek emirler açık,
anlaşılır, çalışanın bilgi, yetenek ve uzmanlık
alanına uygun ve birlikte çaba göstermeyi
sağlayacak biçimde verilmelidir.
İstikrarlı disiplin: Çalışana yöneltilecek disiplin, çalışma
ortamında uygulanacak disiplin,
cezalandırmadan çok, kuralları benimsetme,
doğru yapılanları destekleme şeklinde olmalıdır.
Çalışanın hangi durumlarda
destekleneceğini bilmesi, güvenli olmasını sağlar.
Yönetime katılma: kurumda yapılacak işin planlanmasında o
işi yapan çalışanın fikrini almak, hem sorumluluğun çalışan tarafından
bilinmesine hem de işin düzenli, severek ve doyumlu yapılmasına imkan verir.
30-Eğitimde
verim Düşüklüğüne Etki Eden Faktörler nelerdir?
Uygulanan eğitim programlarının ağır ve
katı oluşu
Eğitimde kullanılan ölçme ve değerlendirme
yöntemlerindeki ilkellik
Eğitimin felsefe bakımından yetersizliği
Eğitim yöneticilerinin ve öğretmenlerden
kaynaklanan eksiklikler olarak sıralanabilir.
31-MOTİVASYON NE DEMEKTİR?
Yönünü ve öncelik sırasını da
belirleyerek, bireyleri bilinçli ve amaçlı eylemlerde bulunmaya
yönelten, iç
ya da dış etkenlere motivasyon adı verilir. Güdü ya da motiv kişilerin belirli davranışlarının
nedenlerini açıklayan ve davranışla sonuçlanan dürtü ya da itici güçlerdir.
32-Motivasyonun üç temel özelliği bulunmaktadır. Bunlar hangileridir?
Harekete geçirici,
Hareketi devam ettirici,
Hareketi veya davranışları olumlu yöne
yönelticidir
33-MOTİVASYON SÜRECİ NASIL BİR SÜREÇTİR?
Motivasyon süreci insan davranışlarının
belirlendiği, etkilendiği ve açıklandığı bir yönetim
sürecidir.
34-Motivasyonun
Şartları nelerdir?
1. İnanmak (İnanmayan başaramaz.)
2. Özgüven (Güvenmeyen yapamaz.)
3. Gizli Yetenekleri Ortaya Çıkarma
(kendimizi keşfetmek başarıyı müjdeler.)
35-Motivasyon
Çeşitleri nelerdir?
1. İç Motivler: bireylerin doğal nitelik taşıyan
ihtiyaçlarından kaynaklanan bilinçsiz
davranışlardır.
2. Fizyolojik Motivler: Bireyin yaşamını sürdürmesi için gerekli
olan temel ihtiyaçlardan
kaynaklanmaktadır. Bireylerin temel
motivasyonlarıdır. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde
ilk sırada yer alan ve bireylerin
yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli ve zorunlu olan
ihtiyaçlardır (Beslenme, barınma, giyinme,
ısınma gibi).
3. Sosyal Motivler: Toplumun değerli olarak gördüğü
olgulardır. Gruba üye olmak, tanınmak, başkalarına yardım etmek, sevmek,
sevilmek, beğenilmek gibi bireyi harekete geçiren sosyal içerikli duygu ve
düşüncelerdir. Sosyal motivler toplumun özelliklerine göre değişiklik
gösterebilir, bireylerin kişilik yapısına göre farklı zamanlarda ve değişik
önem ve biçimde oluşabilirler.
4. Psikolojik Motivler: Doğuştan ya da sonradan eğitim, öğretim
ve toplumsal değerlerle
oluşan; bireylerin kişilik ve davranış
modellerini oluşturan, motivlerdir. Bu motivlerin
nedenini anlamak çok güçtür. Çünkü
bireyler bir olayı her zaman aynı şekilde algılamadıkları
gibi her bireyde farklı farklı
algılamaları çok olasılıktır.
36-Motivasyonda
Özendirici Araçlar nelerdir?
1. Örgütsel ve Yönetsel Araçlar
ü Yetki ve Sorumluluk Dengesi
ü Amaç Birliği
ü Eğitim ve Yükselme
ü Kararlara Katılma
ü İletişim
ü İş Genişletme (1. İş görene daha fazla
görev ve sorumluluk vermek, 2. İş görenin
yetksini artırmak ve bunu ilgili diğer iş
görenlere duyurmaktır.)
ü İş Zenginleştirme (Mevcut çalışma
ortamının ve koşullarının daha cazip hale
getirilmesidir.)
ü Yarı Otonom Çalışma Grupları (İş göreni
grupla çalışmaya yönlendirmek.)
ü Müzik Eşliğinde Çalışma
ü Fiziksel Koşulların İyileştirilmesi
2. Ekonomik Araçlar
ü Ücret Artışı
ü Primli Ücret
ü Karara Katılma
ü Ekonomik Ödül
3. Psiko-Sosyal Araçlar
ü Çalışmada Bağımsızlık
ü Sosyal Katılma
ü Değer ve Statü
ü Gelişme ve Başarı
ü Çevreye Uyum
ü Öneri Sistemi (Öneri reddedilebilir ama
öneriyi getiren reddedilmemelidir. Yönetici, iş
görene önerisi hakkındaki görüşlerini
açıkça söylemeli, reddedilme gerekçelerini
açıklamalı ve onu yeni öneriler için
cesaretlendirmelidir.)
ü Psikolojik Güvence (Psikolojik ve sosyal
ihtiyaçlar karşılanmalıdır.)
ü Sosyal Uğraşlar (Gezi, yarışma,
kutlamalar, sosyal faaliyetler vb.)
37-Yöneticilerin
Kullandıkları Özendirme (Motivasyon) Araçları nelerdir?
1. Kötücül (Şık olmayan her türlü
çekişmeyi destekleyen) Rekabeti Ortadan Kaldırmak
2. Maddi ve Manevi Teşvikler
3. Açık İletişim
4. Geri Besleme
5. Yöneticinin Davranışları
6. Kararlara Katılım ve Sorumluluk Vermek
7. Makul İşe Alma Uygulamaları (Aşırı
sınav ve denemeler çalışanı işten soğutur.)
8. Performans Değerlendirmeleri Yerine
Hedef Belirleme Oturumları
9. Çalışanların Güçlü Yönlerine Odaklanmak
10. Çalışmayı Takdir Etmek ve
Ödüllendirmek
11. Yükselme Olanakları Sağlamak
12. İşinin Önemli Olduğunu Hissettirmek
13. Çalışanların Şikâyetlerini Dikkate
Almak
38-Motivasyon
Teorileri hangileridir ve katkıları nelerdir?
Birinci grup, Kapsam Teorileri ( içsel
faktörlere ağırlık veren teoriler),
İkinci grup da Süreç Teorileri (dışsal
faktörlere ağırlık veren teoriler)’dir.
1. Kapsam Teorileri
a. İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı –
Öncüsü Abraham Maslow
b. Çift Faktör Teorisi (Hijyen -
Motivasyon Teorisi) – Öncüsü Frederick Herzberg
c. Başarma İhtiyacı Teorisi - Öncüsü David
McClelland
d. Erg Yaklaşımı - Öncüsü Clayton Alderfer
2. Süreç Teorileri
a. Sonuçsal Şartlandırma (Davranış
Şartlandırma) Yaklaşımı- Öncüsü B.Frederic Skinner
b. Bekleyiş (Beklenti) Teorileri – Öncüsü
Victor Vroom ve Lawler–Porter
c. Eşitlik Teorisi - Öncüsü J. Stacy Adams
d. Amaç Teorisi - Edwin Locke
1. Kapsam Teorileri
Bu teoriler, kişinin içinde bulunan ve
kişiyi belirli yönlerde davranışa sevk eden faktörleri
belirlemeye ağırlık vermektedir. Temelinde
”Eğer yönetici işgöreni belirli şekillerde
davranmaya zorlayan bu faktörleri
anlayabilir ve kavrayabilirse, onları örgütün amaçları
doğrultusunda davranmaya sevk edebilir”
varsayımı yatmaktadır.
a. İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi-(A.
Maslow): Bu teoriye göre,
kişiler belirli ihtiyaçlara sahiptir ve onları tatmin edecek şekilde davranır
(Fizyolojik ihtiyaçlar, Güvenlik ihtiyacı, aidiyetyakınlık-sosyal ihtiyaçlar,
Ego-kendine saygı ihtiyacı, kendini gerçekleştirme ihtiyacı).
b. Çift Faktör Teorisi-(F. Herzberg): Bu teroriye göre, motivasyon-Hijyen
Teorisi olarak da
bilinmektedir. Temel motivasyon faktörü
ihtiyaçlardır. Bazı faktörler motive etmez ancak
motivasyonun varlığı için gereklidirler.
c. Başarma İhtiyacı Teorisi-(D.C. Mc
Clelland): Bu teoriye
göre, bireyin performansı büyük ölçüde başarı gösterme ihtiyacına bağlıdır.
Kişi üç grup ihtiyacın etkisi altında davranış
gösterir. Bunlar: İlişki kurma ihtiyacı,
Güç kazanma ihtiyacı, Başarma ihtiyacı.
d. Erg Yaklaşımı-(C.Alderfer): Bu teoriye göre, kişiler kademe kademe
ihtiyaçlarını tatmin
etmek üzere çalışırlar. Maslow’un
ihtiyaçlar tasnifini basitleştirerek geliştirmiş olduğu
motivasyon yaklaşımıdır. Önce alt düzey
ihtiyaçlar tatmin edilmeli, daha sonra üst düzey
ihtiyaçlar tatmin edilmelidir. Üç tür
ihtiyaç üzerinde durmaktadır: Var olma ihtiyacı (Yiyecek,
içecek, barınma ihtiyaçları vs.), Sosyal
İlişki ihtiyacı, Gelişme ihtiyacı (Başarı elde etme,
tanınma, kabul edilme vs)
2. Süreç Teorileri
Bu bağlamda yer alan teoriler kişilerin
hangi amaçlar tarafından ve nasıl motive edildikleri ile
ilgilenmektedir. Cevaplandırmaya
çalıştıkları temel soru “Belirli bir davranışı gösteren kişinin,
bu davranışı tekrarlaması (veya
tekrarlamaması) nasıl sağlanabilir?” dir. Bu gruptaki teorilere
göre içsel faktöre ek olarak pek çok
dışsal faktör de kişinin davranışı ve motivasyonu üzerinde
rol oynamaktadır.
a. Sonuçsal Şartlandırma (Davranış
Şartlandırma) Teorisi- (B.F.Skinner): Bu teori,
davranışların karşılaştığı sonuçlar
tarafından şartlandırıldığı varsayımına dayanmaktadır.
Belirli ödül ve ceza uygulaması ile arzu
edilen davranışlar kuvvetlendirilir, arzu edilmeyen
davranışlar zayıflatılabilir anlayışı
vardır. Sonucun çeşidine göre kişi aynı davranışı tekrar
gösterecek veya göstermeyecektir. Belirli
olumlu davranışları göstermek ve onları
pekiştirmek alışkanlık haline getirmek
için başlıca dört yöntemin varlığından söz edilebilir;
olumlu pekiştirme, olumsuz pekiştirme,
ortadan kaldırma ve cezalandırmadır.
b. Bekleyiş(Beklenti) Teorisi
(V.Vroom/Lawler-Porter): Bu teori,
bireyler iş ile ilgili ödüllere belirli bir değer biçer. Ayrıca sarf edilecek
gayret ile iş başarma ve ödülü elde etme arasındaki ilişkiler konusunda belirli
bekleyişlere sahiptir.
b.1. Vroom’un Bekleyiş Teorisi: Bir kişinin belli bir iş için gayret sarf
etmesi, iki faktöre
bağlıdır.
I. Valens (ödül arzusu); Örgütte görevli
bir kişinin belirli bir gayret sarf ederek elde edeceği
ödülü-ücreti arzulama derecesini belirtir.
Belirli bir ödül farklı kişiler tarafından farklı
şekillerde arzulanacaktır. Kişilerin bir
ödüle verdikleri değer, bir bakıma, ödülün onların
ihtiyaçlarını tatmin etme değerini de
gösterir.
II. Bekleyiş; örgütte yer alan bireyin,
belirli bir gayretin belirli bir ödülle ödüllendirileceği
hakkında algıladığı bir olasılığı ifade
eder. Eğer birey gayret sarf etmekle belirli bir ödülü elde
edebileceğine inanıyorsa ve bunu
bekliyorsa, daha fazla gayret sarf edecektir.
b.2. Lawler-Porter Modeli: Vroom’un bekleyiş teorisi modelini esas
almakta, fakat bazı
noktalarda bu modele ilaveler yapmaktadır.
Bireyin motive olma derecesi Valens ve bekleyiş
tarafından etkilenmektedir ancak bireyin
yüksek bir gayret göstermesi otomatik olarak
yüksek bir performans ile sonuçlanmaz.
Araya iki yeni değişken girmektedir:
I. Bireyin gerekli bilgi ve yeteneğe sahip
olması; Örgütte yer alan birey gerekli bilgi ve
yetenekten yoksunsa, ne kadar gayret sarf
ederse etsin performans gösteremeyecektir.
II. Bireyin kendisi için algıladığı rol;
Örgütteki her işgörenin, performans gösterebilmek için
uygun bir rol anlayışına sahip olmak
zorundadır. Aksi halde çeşitli rol çatışmaları ortaya
çıkacak, bu durum da iş görenin performans
göstermesini engelleyecektir.
c. Eşitlik Teorisi (J.S.Adams): Örgüt içinde yer alan bireyler
gösterdikleri çaba ve elde ettikleri sonuçları aynı iş ortamında başkalarının
sarf ettiği gayret ve elde ettikleri sonuç ile
karşılaştırır. Bireyin iş başarısı ve
tatmin olma derecesi çalıştığı ortamla ilgili olarak algıladığı
eşitlik veya eşitsizliklere bağlıdır.
d. Amaç Teorisi (E.Locke): Örgüt tarafından belirlenen amaçların
ulaşılabilirlik dereceleri ile kişilerin gösterecekleri performans ve
motivasyon arasında ilişki vardır. Erişilmesi zor ve
yüksek amaç belirleyen bir birey, elde
edilmesi kolay olan amaçlar belirleyen bir bireye
oranla daha yüksek performans gösterecek
ve daha fazla motive olacaktır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder