YÖNETİMDE LİDERLİK VE ORGANİZASYON
(Soru-Cevap Şeklinde Özet)
1-Liderlik
nedir?
Liderlik;
Bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları
gerçekleştirmek için onları harekete geçirme bilgi ve yeteneklerinin toplamıdır
denebilir.
2-Lider
ile yönetici arasındaki fark nedir?
Lider ile yönetici arasında ciddi farklar vardır.
Lider, kendi karizması, becerisi ve bilgeliği ile bireyleri yönlendirirken;
yönetici elindeki yetkiyi yasaların desteği ile kullanarak kitleleri
etkilemektedir.
3-Liderliğin
özellikleri nelerdir?
Liderlik, değişim ve dönüşüm yapabilme işidir.
Liderlik, insanları kendi istekleri ile davranışa
sevk edebilme, insanlara ileriye bakarak ulaşmaya değer saydıkları hedefler
verebilme yani “sanat” yanı ağır basan bir iştir.
Liderlik sürecinde liderin görev tanımı yoktur.
Liderlik, hedeflerin ve yapılacak işlerin
belirlenmesi ile ilgilidir.
Liderlik sürecinde, formel (kurallara bağlı) örgüt
yapısı şart değildir.
Liderlik, insanları etkileyebilme ve harekete
geçirebilme işidir.
Lider, başkalarına iş yaptırma gücünü yasal
yetkilerden değil, kişisel özelliklerden ve içinde bulunduğu koşullardan alır.
Lider, içinde bulunduğu gruptan doğar ve aynı grubu
davranışa yöneltir
Lider, amaçları kendisi saptamaktadır.
Lider, bağlı bulunduğu grubun amaçlarını belirleyen
ve bu amaçlar doğrultusunda grup üyelerini etkileyen ve davranışa yönelten
kişidir.
4-Yöneticilerin
özellikleri nelerdir?
Yönetici, Eğitim, ölçme, süreçler vb. dayanan
“bilimsel” yanı ağır basan bir iştir.
Yönetim sürecinde yöneticinin görev tanımı
bulunmaktadır.
Yönetim, tanımlanmış hedeflere ulaştıracak işlerin
en etkin şekilde yaptırılması ile ilgilidir.
Yönetim, formel (kurallara bağlı) bir örgüt yapısı
içinde gerçekleşir.
Yönetim, bir meslek uygulamasıdır.
Yönetici, gücünü yasa, yönetmelik, tüzük gibi
biçimsel yapıdan alır.
Yönetici, başkaları tarafından göreve getirilir.
Yönetici, başkalarının saptadığı (örneğin işverenin
ya da kurumun) amaçlara hizmet eder.
Yönetici, başkaları adına çalışan, önceden
belirlenen amaçlara ulaşmak için çaba harcayan, işleri planlayan, uygulatan ve
sonuçları denetleyen kişidir.
5-Liderlik
teorileri nelerdir?
1) Özellik Teorisi
Liderin sahip olduğu özellikleri, o kişinin lider
olmasını sağlayan faktör olarak ifade eden bu teori; Zekâ, Özgüven, Kararlılık,
Dürüstlük, Sosyalleşebilme yeteneği gibi çeşitli özelliklere sahip olmayı bir
bireyin lider olabilmesi için ön koşul olarak kabul eder.
2) Davranışsal Liderlik Teorileri
Özellikler teorisinin aksine davranışsal liderlik
teorileri; eğitimle bireylere liderlik özelliklerinin kazandırılabileceğini,
liderliğin doğuştan gelen bir ayrıcalık olmadığını öne sürmektedir.
Liderlerin belirgin ve benzer ne tür davranışlar
gösterdiklerini ortaya koymak bu teorilerde temel amaç olarak öne çıkmaktadır.
Davranışsal liderlik teorileri davranışlarla liderliği açıklamaya çalışmayı
hedeflemişlerdir.
Üniversitelerinde davranışsal liderlik teorileri ile
ilgili çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalara göre;
Liderlik davranışına ilişkin farklı boyutların
belirlenmesi amaçlanmıştır.
Yapılan değerlendirmelerde bu boyutlar iki temel
nokta etrafında toplanmıştır.
Araştırmalara göre ortaya çıkan iki temel boyut;
kişiyi dikkate alma (birey yönelimlilik) ve inisiyatif (görev yönelimlilik)
olarak ifade edilmektedir.
Bu araştırmayı yapan bilim insanları araştırmadaki
amacı davranışsal özelliklerle performans arasında bağlantı kurmak olarak dile
getirir.
Başka bir üniversite araştırmasında ise liderlik
davranışına ilişkin iki boyut ortaya koyulmuştur. Bu boyutlar kişiye yönelik
davranış ve işe yönelik davranış olarak adlandırılmaktadır.
3) Durumsal liderlik teorileri
Bu teoriye göre, etkili liderlik ile örgütün içinde
bulunduğu çevre koşulları arasında yakın bir ilişki vardır. Çevre koşulları
liderin liderlik tarzını ve davranışlarını etkilemekte ve şekillendirmektedir.
Durumsal liderlik teorisi bağlamında lider değişen
ortama uygun özellikler taşımalı ve mümkünse kendisini çevre koşullarına hızlı
birşekilde adapte edebilmelidir.
Durumsal liderlikle ilgili öne çıkan iki temel teori
mevcuttur. Bunlar
a) Fred Fiedler’in Etkin Liderlik
(Önderlik) Modeli
Bu modele göre liderlerin davranışlarının etkinliğini
belirleyen üç önemli duruma bağlı değişken bulunur. Bunlar:
Lider ile lideri takip edenler (izleyiciler)
arasındaki İlişkiler,
Liderin Gerçekleştireceği (Başarılacak) İşin
Niteliği,
Liderin Örgütteki Konumuna (Mevkiye) Dayanan
Otoritesinin Derecesi
b) Yol-amaç teorisi
Liderin görevi takipçilerinin amaçlarına ulaşmaları
için gerekli olan bilgi, destek ve diğer kaynakları sağlamak ve onlara yol bu
teoride ana ilkedir.
Yol-amaç teorisine göre, liderlerde bulunması
gereken dört çeşit liderlik davranışı vardır:
- Yönlendirici Lider
- Destekleyici Lider
- Katılımcı Lider
- Başarıya Yönelik Lider
İzleyenlerin kişilik özelliklerine, izleyenler
üzerinde oluşacak zaman ve çevre baskısına, ayrıca işin niteliği gibi
faktörlere göre liderin sergilediği davranışlar, değişmektedir.
6-Liderlik
tarzları nelerdir?
1-Geleneksel Liderlik
Tarzları
a) Otokratik Liderlik
Otokratik liderler, ona bağlı çalışanları-astlarını, emir vererek ve
hatalarını eleştirerek motive ederler.
Otokratik lider, örgütte katılımcılığı desteklemez ve tüm yetkiyi elinde
bulundurmaya çalışır.
b) Demokratik-
Katılımcı Liderlik
Demokratik lider, çalışanları yaptıkları işler hakkında bilgilendirir,
fikirlerini söylemeleri ve öneri getirmeleri için onları cesaretlendirir.
Demokratik lider, her konuda takipçilerin fikrini alır ve katılımcılığı
benimser.
Demokratik lider, sahip oldukları yönetim yetkisini grup üyeleriyle
paylaşma eğilimi gösterir.
c) Tam Serbestlik
Tanıyan- Liberal Liderlik
Tam serbestlik tanıyan- liberal liderler, takipçilere hiç müdahale
etmeden onlara tam bir serbestlik tanırlar.
Tam serbestlik tanıyan- liberal liderler, sahip oldukları yönetim
yetkisini pek kullanmazlar.
Yani kendilerine verilen gücü kullanmaz ve sorumluluk almazlar.
Tam serbestlik tanıyan- liberal liderler, grup üyelerini kendi hallerine
bırakırlar ve her çalışanın kendisine verilen kaynaklar dahilinde amaçları
belirlemelerine, plan ve programlarını yapmalarına imkan vererek onların
hedefleri gerçekleştirmelerini beklerler
2-Çağdaş Liderlik
Tarzları
a) Karizmatik Liderlik
Kavram olarak karizma; kişinin ya da liderin, iletişimde bulunduğu diğer
kişilerin güvenini, beğenisini, takdirini kazanma yetisi ile onlar üzerinde
etkileyici bir güce sahip olması şeklinde tanımlanmaktadır.
Karizmatik liderler, kendine oldukça fazla güvenen, vizyonlarını açıkça
belirten ve ortamda gereksinim duyulan etkileyici güce sahip kişiler olarak
ifade edilebilir.
b) Etkileşimci Liderlik
Etkileşimci liderlerin önceliği çalışanların daha verimli ve etkin
şekilde faaliyet göstermesini sağlamaktır.
Etkileşimci liderler bilhassa örgüt üyelerinin fiziksel ve güvenlik gereksinimleri
üzerine odaklanır.
Etkileşimci liderler örgüt üyelerini işleri başarma ve amaçlara ulaşma
noktasında harekete geçirmeye çalışırlar.
c) Dönüşümsel Liderlik
Dönüşümsel liderler, değişen çevre koşullarına uygun bir şekilde örgütte
dönüşüm süreci başlatarak yapıyı harekete geçirme; güven ve cesaret uyandırarak
izleyicilerin inanç, tutum ve değerlerini etkileme; örgütün misyon ve
amaçlarına ulaşma sürecidir.
Dönüşümsel liderlik süreci, liderin ve örgütün ile içinde bulunulan
çevreyi şekillendirme; hatta yeniden yaratma sürecidir.
7-Yetki nedir?
Yetki, örgütte bireyin sahip olduğu mevkiiye göre örgüt tarafından
verilmiş olan, başkalarının davranışlarını biçimsel ilişkiler çerçevesinde
belirleme hakkıdır.
8-Yetki türleri
nelerdir?
1-Kaynaklarına göre
yetki türleri
a) Geleneksel yetki
Yetkinin doğuştan kazanıldığını kabul eden bu görüşe göre, aile içinde
babadan oğula ya da veliaht olan bireylere doğal olarak aktarılan yetki türleri
örnek verilebilir.
Geleneksel yetki türünde bu tür yetkiye sahip bir üste, astlar mutlak
suretle itaat eder.
b) Karizmatik yetki
Kişinin iş yaptırma gücünü tanrı vergisi kişisel üstünlüğünden aldığı
yetki türü karizmatik yetki olarak ifade edilmektedir.
Karizmatik yetkiye sahip olan kişiler teşkilat ya da örgütlerinde bu
yetkiyi bulundukları mevkiye bağlı olmaksızın elde ederler. Bu açıdan
bakıldığında karizmatik yetki örgütteki kurallara bağlı olan (formal) yapı
sonucu ortaya çıkan bir yetki türü değildir.
c) Rasyonel yetki
Kişinin kendi özellikleriyle sahip olduğu yetki değil, yasal
düzenlemelerle sahip olduğu bir yetkidir.
Yasal yetkinin bir diğer adı rasyonel yetkidir.
2-Biçimsel organizasyon
ilişkilerine göre yetki türleri
a) Komuta yetki
Bu yetkiye göre her üst kendisinden sonra gelen astına emir verme hakkına
sahiptir.
Örgütün hiyerarşik yapısı içinde yukarıdan aşağıya doğru bir yön takip
eden bu yetki bir örgütte emir verme ve iş yaptırma gücünü temsil eder.
b) Kurmay yetki
Bireye danışmanlık yapma hakkı veren kurmay yetkide, bu yetkiye sahip
kişinin emir verip iş yaptırma hakkı bulunmamaktadır. Bu yetkiye sahip kişi
kendi uzmanlık alanıyla ilgili konularda karar verecek yöneticiyi
bilgilendirerek yöneticinin alacağı kararları kolaylaştırıp isabetli karar
almasını sağlamakla sorumludur.
c) Fonksiyonel yetki
Bir yöneticinin uzmanlık alanı ile ilgili çalıştığı bölümün dışında; bir
başka bölüme kendi bölümünün işleri ile ilgili bilgileri ve aldığı kararları
iletme yetkisi Fonksiyonel yetki olarak ifade edilebilir. Bu yetki türünde
diğer bölümün yöneticisine durumu ve önerileri iletme yetkisi bulunmaktadır.
9-Güç nedir?
Bir bireyin veya birimin örgüt bünyesinde faaliyet gösteren başkalarını
etkileyerek arzulanan hedeflere ulaşılmasının sağlanması sürecidir. Yani birimi
ya da örgütü başarıya ulaştıran dinamiği harekete geçirir.
10-Güç türleri
nelerdir?
1-Örgütsel güç türleri
a) Yasal güç
Yasalar kullanılarak ve ona dayanılarak bir organizasyonda her hangi bir
birey veya kurumun sahip olduğu mevki ya da role dayanan güçtür.
b) Ödüllendirme gücü
Bir yöneticinin çalışanların davranışlarını ödül verme yoluyla etkileme
becerisidir.
c) Zorlayıcı güç
Korkutmaya ve cezalara dayanarak elde edilen güçtür. Bu gücün kullanımı,
zorlayıcı güç sahibi yöneticiler astlarının istemedikleri davranışlarını
değiştirmek için farklı cezalandırma araçlarıyla onları etkilerler.
2) Bireysel güç türleri
a) Uzmanlık gücü
Uzmanlık alanının kişiye verdiği güçtür. Buna göre, uzmanlık gücü kişinin
sahip olduğu eğitim düzeyi, tecrübe gibi bireysel yetkinliklere bağlı olarak
başkalarını etkileme yeteneğidir.
b) Benzeşim gücü
Benzeme ve özenme gücü olarak da düşünülebilir. Benzeşim gücü ile etkisi
altında kalınan kişiye isteyerek benzemeye çalışma ya da ona özenme temeline
dayanır.
11-Yönetim nedir?
Bireyin ya da örgütün önceden belirlediği amaç ve hedefleri
gerçekleştirmek için elde bulunan kaynakları (insan, para, makine, malzeme,
donanım, yardımcı hizmetleri, bilgi vb.) anlamlı bir şekilde bir araya
getirilerek planlama, örgütleme, yöneltme ve denetleme faaliyetlerinin
yürütülmesine yönetim denir
12-Yönetimin amaçları
nelerdir?
1. Düzen amacı: çalışanların (işgörenlerin), örgütün amaçlarına ulaşması
için gerekli davranışları göstermeleridir.
2. Kültürel amaçlar: Kurum-örgüt kültürü, örgüt çalışanlarına uygun olmak
ve onları temsil etmek zorundadır.
3. Ekonomik amaçlar: yönetimin bir diğer amacı da örgüte kar sağlamaktır.
13-Yönetimin
özellikleri nelerdir?
1. İnsana Yöneliklik (beşerilik) olma: Yönetim faaliyeti insanın,
yalnızca insanlarla olan ilişkisinde söz konusudur.
2. Amaçlı olma: Örgütün belirli bir amacının olmalı ve bu amaç iş
görenlerce benimsenmiş olmalıdır.
3. İşbölümü ve Uzmanlaşma sağlama: Örgütün amacına ulaşılabilmesi için
işin parçalara bölünmesi ve bir işte uzman olanların o alanda
görevlendirilmesidir.
4. İşbirliği sağlama: Yönetim faaliyetinden hedeflenen sonucun
alınabilmesi için işbirliği gereklidir.
5. Koordinasyon kurma: İşletmede faaliyet gösteren bölümlerin ve
fertlerin uyum içinde çalışması esastır.
6. Yaratıcı olma: Yöneticilerinin yöneltme faaliyetini etkili bir şekilde
gerçekleştirerek çalışanların yaratıcılıklarını ortaya çıkarmasını sağlamasıdır.
7. Hiyerarşi kurma: Yönetimde ast-üst ilişkisinin bulunmasıdır.
8. Demokratik olma: Örgütün amacı gerçekleştirilirken alınan kararlar ve
uygulamada çalışanları da sürece dâhil etmektir.
9. Grup çalışması yapma: Yönetim bir grup faaliyetidir. Birden fazla
insanın bir arada bulunmaları ve sosyal ilişkileri yönetim sürecini başlatır.
10. İletişim kurma: Örgütte ast ve üstlerin iletişim içinde olmasıdır.
11. Yetki Özelliği: Yöneticinin, aldığı kararları astlarına uygulatabilecek
kişisel bir otoriteye sahip olmasıdır.
12. Evrensel olma: Yönetim, bütün organizasyonlarda yer alan evrensel bir
süreç olarak görülmelidir.
14-Yönetimin Kaç Temel
İşlevi (Fonksiyonları) vardır?
Planlama, örgütleme, yöneltme ve denetim olmak üzere yönetimin dört temel
fonksiyonu vardır.
1. Planlama
Yönetimin ilk fonksiyonu planlamadır. Örgütte hangi işin, ne zaman,
nerede, nasıl ve kim tarafından yapılacağına, hangi imkânların kullanılacağına
karar verilmesidir. Planlama tüm örgütü kapsarken her kademede faaliyet
gösteren örgüt çalışanlarına yol gösterir.
2. Örgütleme
Planlama aşamasında belirlenen işler bu aşamada gruplara ayrılır. Bu
belirlenen ve gruplanan işlere uygun personel atanır ve iş tanımları yapılır.
Bu işlerin yürütülmesi için gerekli yer, araç ve gereçler ve uygulanacak
yöntemler saptanır.
Örgütlenmenin 13 temel
ilkesi vardır.
1. İş Bölümü ve Uzmanlaşma İlkesi
2. İstisna İlkesi: (Üst yönetimin örgütün faaliyetlerinde önem taşıyan
kararlarla ilgilenmesi.)
3. Amaç Birliği İlkesi
4. Kumanda Birliği İlkesi
5. Hiyerarşik Yapı İlkesi
6. Yetki ve Sorumluluğun Denkliği İlkesi
7. Yetki Devri İlkesi
8. Denge İlkesi: (Örgütte bölümler arasındaki yetkilerin, görevlere göre
dağıtılması.)
9. Açıklama İlkesi
10. Basitlik ve Anlaşılırlık İlkesi
11. Esneklik İlkesi
12. Süreklilik İlkesi
13. Yönetim Alanı İlkesi
3. Yöneltme
Planlama ve örgütlemede karar verilen örgüt amaçlarını gerçekleştirmek
için bütün örgütün o amaçların gerçekleştirilmesi için yönlendirilmesidir.
Açık, tam ve anlaşılır emirler sayesinde çalışanlar yapması gereken işlere yönlendirilir.
Yöneltme faaliyetinin başarılı olması yöneticilerin liderlik özelliklerine
bağlıdır.
Örgüt veya kurumda yöneticinin etkin bir yöneltme yapabilmesi için
gerekli olan bazı koşullar şunlardır:
1) Örgütte takım ruhu gerçekleştirilmelidir.
2) Yönetici personeli iyi tanımalıdır.
3) Görev sorumluluğu gelişmeyen kişiler örgütten uzaklaştırılmalıdır.
4) Yönetici, personel ile işletme arasındaki ilişkileri yakından
tanımalıdır.
5) Yönetici çevresine iyi bir örnek olmalıdır.
6) Personel devamlı denetim altında bulundurulmalıdır.
7) Yöneltmede danışmalı bir sistem kurulmalıdır.
8) Yönetici, ayrıntı içinde boğulmamaya dikkat etmelidir.
9) İyi bir ödüllendirme ve cezalandırma sistemi kurulmalıdır.
4. Denetim
Bir işletmenin yaptığı planlamanın sonuca ulaşıp ulaşmadığı ya da ne
kadar ulaştığı konusu denetim (kontrol) alanının konusudur. Daha önce
belirlenmiş standartlar ile mevcut durum karşılaştırılır ve meydana gelen
hedeften sapmalar tespit edilir. Hedeflerden sapmaların tespitinden sonra düzeltici
tedbirler alınır.
15-Yönetim Yaklaşımları
ne anlama gelmektedir?
1) Klasik Yönetim Öncesi Dönem
Yönetim bilimi Klasik (bilimsel) yönetim anlayışı ile 19. yy. da
ilgilenmeye başlamıştır.
Yönetim teorisinin gelişmesindeki en büyük etken sanayi devrimidir.
Fabrikalaşmayla birlikte üretimin artması neticesinde işçi, girdi ve makine
miktarı da artmıştır. Bunların artmasının ardından kontrol, uyumlaştırma ve
yönetim sorunları ortaya çıkmıştır. Bu konular üzerinde ve yönetim üzerine
çalışan önemli düşünürler Charles Babbage, Robert Owen ve Adam Smith’tir
2) Klasik Yönetim Yaklaşımı
Yönetiminin ana gayesi olarak, verimliliğin ve karın arttırılması
planlanmış, en iyi organizasyon yapısı ve yönetim tarzı için uyulması gereken
kuralları belirlenmiş ve bu kuralların her örgütte uygulanabileceği
savunulmuştur. İşletmelerin mekanik unsurları üzerinde durularak verim
amaçlanmış, sosyal sistem olan organizasyonların, önceden belirlenmiş kurallara
göre, bir makine gibi işlemesi amaçlanmıştır.
Bu süreçte, çalışanlar bir makine ile özdeşleştirilmiş ve onun sosyal ve
psikolojik tarafına hiç önem verilmezken, çalışanlar genelde çalışmayı
sevmeyen, tembel, pasif, bencil, kendi çıkarlarını gözeten, hata yapmaya
yatkın, güvenilir olmayan, ancak ekonomik ödüllendirme ile motive olan bir yapı
olarak görülmüştür.
a) Bilimsel Yönetim
Yaklaşımı
İnsan dâhil tüm üretim faktörlerini en verimli bir şekilde
kullanılmasıamaçlayan ve Frederick Taylor tarafından kurulan yönetim
yaklaşımıdır.
Bu yaklaşımı ortaya koyarken, Taylor’un çeşitli kurum ve fabrikalarda
gözlem ve görüşlerde bulunmuştur. Buna göre; Verimsiz bir çalışma ortamı:
Atölye ya da fabrikalarda verimliliğin artması konusunda hiç çalışma
yapılmıyor, işletme sahipleri işçiye az ücret ödüyor.
İşçilerin işten kaytarması: İşçiler fazla çalışarak işletmenin kârını
artırıyor, ancak bu kâr artışından bir yarar elde edemedikleri için işçiler
bilinçli olarak işten kaytarıyordu.
İşlerde standartlaştırma yok: İşçilerin işe alınışında ve işe atanmasında
yetenek ve kapasiteleri dikkate alınmıyor ve bunun yanında bir işçi bir alanda
uzmanlaşmıyordu. Ayrıca bir işçi iş yerinde her işi yapıyordu.
b) Yönetim Süreci
Yaklaşımı
Büyük organizasyon yapılarında yönetimin nasıl olması gerektiği ile
ilgilenen bu yönetim yaklaşımının öncüsü Henri FAYOL’dur.
Fayol yönetimde bazı unsurların kullanımı üzerinde durmuştur:
1- planlama,
2- organize etme,
3- koordinasyon ve
4- kontrol fonksiyonlarının önemi etkin kullanılır ise yönetim daha
verimli olur kannatindedir.
Bilimsel yaklaşım ve kurucusu Taylor, örgütlerin alt düzeylerindeki
işlerin planlanması ve yürütülmesi ile ilgilenirken, Yönetim süreci yaklaşımı
ve öncüsü Fayol yöneticiler ve yerine getirdikleri fonksiyonlarla
ilgilenmiştir.
Fayol’un yönetim ilkeleri şunlardır:
1. İşbölümü: Organizasyonu küçük birimlere ayırmak ardından da bu küçük
birimlere o işten sorumlu ayrı bir görevli atamak gerekir.
2. Yetki ve sorumluluk: Yönetimin yetki ve sorumluluğa sahip olmasıdır.
3. Disiplin: Yönetim ve üretim sürecinde disipline mutlaka dikkat
edilmelidir.
4. Kumanda birliği: Her astın sadece bir üstten emir alması ve ilk üstü
atlayarak daha üst kademelerdeki yöneticilerle ilişki kurmaması gereklidir.
5. Yönetim birliği: Benzer işlerin bir yönetici tarafından yönetilmesi
gerekir.
6. Genel çıkarların kişisel çıkarlara üstünlüğü: İşletmenin çıkarlarının
bir kişi veya bir grup insanın çıkarlarından önde gelmesi gerekir.
7. Çalışanların ödüllendirilmesi ve iyi ücret İlkesi: Çalışanlar ilave
gayretlerinde ve başarılarında ödüllendirilmelidir.
8. Merkezileşme ilkesi: Güç ve yetkinin üst kademelerde toplanması
gerekir.
9. Hiyerarşi ilkesi: Hiyerarşiye ulumalıdır.
10. Düzen ilkesi: Her şeyin doğru yerinde ve doğru zamanda olması gerekir.
11. Hakkaniyet ilkesi: Yöneticilerin bütün çalışanlara hakkaniyetle
davranması gerekir.
12. Personelin devamlılığı ve denge İlkesi: Personelin yeni bir işe
girmesi halinde işi kısa zamanda öğrenmesi zor olması nedeniyle mevcut
personelin devamlılığının sağlanması gerekir.
13. Girişim ilkesi: Yöneticilerin astların girişim güçlerini artırması
yönünce çalışması gerekir.
14. Birlik ruhu ilkesi: Çalışanlar ve yöneticiler birlik ruhuna sahip
olmalıdır.
c) Bürokrasi Yaklaşımı
Yönetim felsefesinde ast-üst ilişkilerinin hâkim olduğu bir
hiyerarşik-bürokratik model öneren Bürokrasi yaklaşımının öncüsü Max Weber’dir.
Bu yaklaşım, Organizasyonda yazılı kuralların oluşturulması, yönetici ve
çalışanların bu kurallar çerçevesinde hareket etmesi öngörülmüştür. Yönetim
sürecinde, bürokratik yapının herhangi diğer bir yapıya nazaran çok üstün
olduğunu belirtmiş ve bürokratik organizasyon yapısını geliştirmiştir.
Bürokratik organizasyon yapısının temel özellikleri şöyledir:
1. İleri uzmanlaşma: Uygun çalışan-işgörenin uygun bölümde işe
alınmasıyla kaynaklar verimli bir şekilde kullanılması gerekir.
2. Yetkinin hiyerarşisi: Örgüt içinde elde edilen güce göre piramit
şeklindeki bir yapıda hiyerarşik bir sistem olmalıdır. Böylece her kademe bir
üst kademe tarafından kontrol edilmiş olacaktır.
3. Biçimsel kural ve kaideler: Görevler önceden belirlenmiş, öğrenilmiş
kural ve kaideler ile halinde yazılı hale getirilmelidir. Böylece her kademede
görevler somutlaştırılmış olacaktır.
4. Teknik bilgi ve tecrübenin önemi: Bütün elemanlar teknik bilgi, eğitim
ve tecrübelerine göre çalıştırılmalıdır.
5. Görevde gayri şahsilik: Örgütte görevliler işlerini kişisel değil,
biçimsel (kural ve işe uygun) bir şekilde yapmalıdır.
3) Neoklasik Yönetim
Yaklaşımı
Diğer yaklaşım türlerinden Klasik dönemin göz ardı ettiği insan unsurunu
incelemiştir.
Neoklasik yaklaşımın ele aldığı temel konular; insan davranışı, kişiler
arası ilişkiler, grupların oluşması, grup davranışları, biçimsel olmayan
organizasyonlar olarak öne çıkmıştır.
İnsan unsurunu inceleyen Neoklasik düşüncenin insana bakışı söyledir:
1. İnsanın sosyal bir yapıda olmasından dolayı esas olarak sosyal
ihtiyaçları ile motive edilmelidir.
2. Sanayi devrimi ile gelen işbölümü ve rasyonelleşme, işçilerde
tatminsizlik oluşturur, bunun aşılması sosyal ilişkilere yönelme ile
çözülmeldir.
3. Çalışanlar, yönetimin kontrolü ve ödüllerinden ziyade, çalışma grubu
arkadaşlarından gelen etkilere karşı duyarlı olurlar.
4. Yönetime karşı duyarlılık, kontrol edenin, çalışanları sosyal bir
yapıda görmesine ve ihtiyaçlarını tatmin derecesi ile doğru orantılıdır.
a) İnsan İlişkileri
Yaklaşımı
İnsan ilişkileri yaklaşımında, insanların birbirinden farklı olduğu
yaklaşımı üzerinde durulmuştur. Burdan hareketle, insanların farklı olması
yönetimin her insana farklı bakmasına ve buna uygun güdüleme sistemi kurmasını
gerekli kılmaktadır.
İnsan sadece biyolojik bir varlık değil, psikolojik ve sosyal yönü ağır
basan bir varlık olduğu kabul edilmeli örgütün de sosyal bir sistem olduğu
düşünülerek, her örgütün kendine özgü örgüt kültürü olduğu kabul edilmelidir.
Bir bakıma “insan ilişkileri” hareketinin başlangıcı olarak kabul edilen
Hawthorne Araştırmaları (F. Roethlisberger ve Elton Mayo) bu yaklaşımın önemli
çalışmalaırıdr. Buna göre; “İşyerinin fiziksel koşullarının (ışıklandırma,
ısıtma, dinlenme zamanları, fiziksel iyileştirmenin derecesi) çalışanların
verimi üzerinde olumlu etki yaratacağı” hipotezini bu çalışmalar test etmeye çalışmıştır.
b) Davranışsal yaklaşım
Örgüt ve kurumlarda bireylerin ve örgütlerin davranışları üzerinde
araştırmalar yaparak başarıyı ve başarısızlığı davranış kavramları üzerinden
açıklamaya çalışan yaklaşımdır. Bu yaklaşımın üç öncüsü bulunmaktadır. Bunlar;
Elton Mayo: “İşletmede faaliyetler gruplarda yapılır,
bireysellik tam anlamıyla söz konusu değildir” görüşünü öne sürer.
Mary Parker Follet: Örgütlerde grupların çalışması üzerinde çalışmıştır.
Chester Barnard: Örgütün ortaya çıkması için gerekli koşullarışöyle
ifade etmiştir.
- Ortak amaç, bir ortak amaca yönelinmesi gerekir.
- İletişim, çalışanlar ve yöneticiler arasında sağlıklı bir iletişim
olmalıdır.
- Çalışanların işbirliği arzusu, çalışanlar iş birliği üzerine bir istek
beslemelidir. Barnard, bu üç eleman olmadığı takdirde örgüt var olamaz görüşünü
savunmaktadır.
Douglas McGregor: Yöneticilerin astların durumları incelerken X ve Y
adını verdiği iki varsayımdan hareket edebileceklerini belirtmiş bunu açıklamak
için de X ve Y teorilerini ortaya atmıştır.
X Teorisi Varsayımları: (İnsana karşı olumsuz yargılar besler)
1. Yönetim işten kaçmayı önleyici tedbirleri almalı, disipline önem
vermeli ve çalışanı hatalarında cezalandırmalıdır. Çünkü, nsan doğuştan
çalışmayı sevmez ve sürekli işten kaçar denilmektedir.
2. İnsanın yöneltilmeye ihtiyacı vardır. Çünkü insan doğru kararları tek
başına alamaz.
3. İnsan bencildir, kendi arzu ve amaçlarını, örgüt amaçlarına tercih
etmektedir.
Y Teorisi Varsayımları: (insana karşı olumlu ve güven içeren yargılar
besler)
1. İnsan için çalışmak, oyun ya da dinlenmek kadar doğal ve mutluluk
vericidir. .
2. Çalışılan ortamlarda sıkı denetim ve cezalara ihtiyaç yoktur. İnsanlar
iş ve iş arkadaşlarını severse, kendi kendini yönetecek, örgüte daha yararlı
olmaya ve hizmet etmeye çalışacaktır.
3. Çalışma ortamında uygun koşullar sağlanırsa insan sorumluluğu kabul
etmeyi öğrendiği gibi sorumluluk istemeyi de öğrenir.
4. Çalışanların amaçlara bağlılığı, insanlara sunulan psikososyal ve
kişilik ihtiyaçlarını karşılama gibi motive edici öğelere bağlıdır.
4) Modern Yönetim
Yaklaşımı
Diğer modellere göre daha yeni bir yaklaşım olan modern yönetim
yaklaşımı, klasik ve neoklasik yönetim kuramları örgütü çevreden bağımsız birer
“kapalı sistem” olarak ele almalarına karşılık, örgütü çevresiyle etkileşim
içinde olan bir “açık sistem” olarak ele almıştır.
Modern yönetim yaklaşımına göre, işletmeler çevrelerinden aldıkları
girdileri, belirli bir dönüşüm sürecinden geçirdikten sonra mal ve hizmet
olarak topluma sunan birer açık sistemdir.
Modern yönetim kuramını diğer kuramlardan kesin çizgilerle ayırmak mümkün
değildir.
Çünkü bu kuram önceki kuramların temel ilke ve esaslarını yeni ve değişik
bir açıdan ele alıp yorumlamış ve bir senteze ulaşmaya çalışmıştır.
a) Sistem Yaklaşımı
Belirli parçalardan oluşan, bu parçalar arasında belirli ilişkiler olan,
bu parçaların aynı zamanda dış çevre ile ilişkisi olan, birleşik bir yapı, olay
veya faaliyet” olarak tanımlanan “sitem” kusursuz yönetimler için de örnek
alınabilir görüşünü savunan bu yaklaşımın, özellikleri şunlardır:
Bir sistem açık veya kapalı olabilir.
Açık sistem: Çevrelerinden doğrudan doğruya olumlu ya da olumsuz olarak
etkilenen
sistemlere verilen addır.
Kapalı sistem: Çevresiyle etkileşim içinde olmayan ya da girdi-çıktı
alışverişi olmayan sistemlere verilen isimdir.
Her sistemde bir amaç bulunmaktadır.
Sistemler çevre ile ilişki içindedir.
Sistemde geribildirim ilişkisi vardır: Sistem çevreye sunduğu çıktının
eksikliklerini ve aksaklıklarını geri dönüşler sayesinde öğrenebilir.
Sistemin kesin sınırları yoktur. Ancak, bir sistemin varlığından
bahsedebilmek için onu dış çevreden ayıran sınırlarının olması gereklidir.
Organizasyonun dış çevreden ayırt edilmesi gerekir.
Sistemin alt sistemleri bulunmaktadır.
Sistemde olumlu ve olumsuz “entropi” (rast gelelik ya da düzensizlik)
görülür: Bir sistemde faaliyetlerin bozulması, dengenin kaybolması ve sonunda
sistemin durması yönünde bir eğilim vardır. Entropi, bu eğilimi ifade eder.
Kapalı sistemler, entropinin (düzensizliğin) etkisinde kalır. Enerji kaybındaki
artış sonuçta sistemin ölümüne neden olur. Açık sistemler, bunun üstesinden
gelebilme yeteneğine sahiptir.
b) Durumsallık
yaklaşımı
Kurumu ya da organizasyonu bir sistem olarak ele alan, organizasyon
yapısını çeşitli iç ve dış şartlara göre şekil alan bir yapı olarak gören
durumsallık yaklaşımıdır.
Durumsallık yaklaşımına göre organizasyon yapıları ve işleyiş yöntemleri
belirli kural ve kaideye göre değil, organizasyonun iç ve dış çevre özellikleri,
organizasyonda kullanılan teknoloji ve organizasyonun büyüklüğüne göre
tasarlanır.
Bu temel varsayıma göre yöneticilerin önceden benimseyebilecekleri hiçbir
evrensel yönetim ilkesinin veya yönetim tekniğinin bulunmayacağı kabul edilerek
yönetim sistemi kurgulanmalıdır.
16-Yönetici nedir?
Yönetici, bir grup insanı belirli amaçlara ulaştırmak için uyumlu ve
takım ruhu içinde çalıştıran, fiziki, mali ve bilgi kaynaklarını planlayan,
organize eden, yönelten, koordine eden ve kontrol eden kişi olarak ifade
edilir. Yukarıda yer alan bölümlerde lider ve yönetici arasındaki farklara yer
verilmiştir. (Bkz. Liderlik)
17-Yöneticide Bulunması
Gereken Nitelikler nelerdir?
1. İnsanları tanımalı
2. Objektif olmalı
3. Kendine güvenmeli
4. Yerinde kararlar alabilmeli
5. Yetkisini kullanabilmeli
6. Sorumluluk duygusuna sahip olmalı
7. Kuvvetli bir iradeye sahip olmalı
18-Yöneticilerin
sınıflandırılması kaç çeşittir?
Yöneticilerin
Sorumlulukları Açısından Sınıflandırılması
1. Fonksiyonel (İşlevsel) Yönetici: Bu yöneticiler örgütteki sadece bir
fonksiyondan sorumlu olan kişidir.
2. Genel (Kapsayıcı) Yönetici: Örgütün bütün fonksiyonlarından sorumlu
olan kişidir.
3. Proje Yöneticisi: Örgütte yapılması planlanan bir projenin gerçekleşmesinden
sorumlu olan kişidir
Yöneticilerin
Hiyerarşik Yapıya Göre Sınıflandırılması
1. Üst düzey yöneticiler:
Genel müdür, başkan, bölüm ve daire müdürleri, daire başkanları,
müsteşarlar, müdürler gibi yöneticilerden bu başlıkta yer alır.
Üst düzey yöneticilerin çalışmaları tüm organizasyon düzeniyle ilgili
olup, ekonomik sistem için de işletmenin amaçlarını en iyi şekilde
gerçekleştirmeye yönelik olmalıdır.
2. Orta düzey yöneticiler:
Bölüm veya daire amirleri, servis şefleri yardımcıları, genel
sekreterler, daire amirleri ve yardımcıları gibi yöneticiler bu başlıkta yer
alır.
Plan geliştirir, bunları uygulama aşamasına koyar ve yapılanları kontrol
eder, maliyetleri analiz eder, üst düzey yöneticilere rapor vermekle
mükelleftir.
Üst yönetim tarafından belirlenen amaçlara ulaşmak için gerekli olan
program ve faaliyetlerin koordinasyonundan sorumlu olurlar.
3. Alt düzey yöneticiler:
İşçi, memur, hizmetli gibi çalışan ve herhangi bir yönetim görevi olmayan
kişileri yöneten, kısım şefleri, postabaşı, ustabaşı, baş kalfa, formen ve
odacıbaşları gibi çeşitli çalışanlar bu başlıkta yer alır.
Günlük faaliyetlerin yürütülmesinden ve başarılmasından sorumludurlar.
19-Yönetim Şekilleri
nelerdir?
1. Otoriter Yönetim
Şekli: Üst yönetimin alt yönetim
üzerinde etkin olduğu ve kararların üstten alta doğru bir emir zinciri ile
alındığı yönetim şekli olarak ifade edilebilir.
2. Yarı Otoriter
Yönetim Şekli: Alt yönetimin,
üst yönetimin karar mekanizmasına biraz daha yoğun olarak katıldığı bir yönetim
şekli olarak ifade edilebilir.
3. Demokratik Yönetim
Şekli: Alt düzey yönetimlerin üst
düzey yönetime karar verme sürecinde tam olarak katıldığı, “biz” merkezli
yönetim şekli olarak ifade edilebilir.
19-Yöneticilerin
Oynadığı Roller hangileridir?
Yönetim sürecinde yöneticiler, bireylerarası, bilgisel ve karar verici
olmak üzere farklı sorumlulukları olan görevler üstlenirler.
1) Bireyler arası roller:
a) Temsil rolü
b) Lider rolü
c) İlişki rolü
2) Bilgisel roller
a) Kontrol rolü
b) Dağıtma rolü
c) Sözcülük rolü
3) Karar verici roller
a) Girişimci rolü
b) Anlaşmazlık çözme rolü
c) Kaynak dağıtma rolü
d) Müzakerecilik rolü
20-Organizasyon nedir?
Amaçlara ulaşmak için yapılacak işlerin belirlenmesi
ve gruplandırılması; işleri yapacak personelin ve yetki ve sorumluklarının
belirlenmesi; faaliyetlerin etkinliği için gerekli fiziki ortamın hazırlanması
çabalarının tümüdür organizasyon olarak adlandırılır.
21-Organizasyonun temel
kuralları nelerdir?
Organizasyon sürecinin tesisi ve sağlıklı
çalışabilmesi için bir takım kurallara uyulması gereklidir.
1. Amaç Birliği Kuralı
2. Yönetim Alanı Kuralı
3. Yönetim Birliği Kuralı
4. Komuta Birliği Kuralı
5. Haberleşme Kanalı ve Şekli Kuralı
6. Kaynakların Dağılımında Denge Kuralı
7. Yetki ve Sorumlulukların Açıklığı ve Dengesi Kuralı
8. Ayrılık Gözetme Kuralı
9. Personel Dağılımında Denge Kuralı
10. İş bölümü ve Uzmanlık Derecesi Kuralı
11. Gelişme Yeteneği Kuralı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder